28 Eylül 2011 Çarşamba

Yorgun bir kadın.

Silah sesleri geliyor içimden düşüncen beynime gelirken. Öldürüyorlar içimde binlerce kez seni. Yine, yeniden. Buz gibi kapılarımı sabırla kapatırken sana, kapatmak zorunda kalırken, canım yanardı. Şimdi binlerce kez ölüyorsun, her seferinde gelemeden gidiyorsun ve canım sağlam. Yanmıyor, acımıyor. Ne çabuk bitiyor değil mi? İnsanoğlu ne karmaşık yaşıyor. İçinde neler barındırıyor. Ne acılarla yanarken, yaşamaya devam ediyor. Ve gülümsüyor! İnadına değil, mecburiyetine. Ve her seferinde düşercesine yalana. Ayda bir, belki de yılda bir, esiyor o rüzgar, beyin hücrelerin karşı koyamıyor. Düşünmek engellenemez, engelleyemem. 

9 Eylül 2011 Cuma

Yok.

Sana bugün söylemek istediğim tek, tek bir söz var sığınağım. Mutsuzum.. Ve beni mutlu edebilecek biri yok, varsa da göremiyorum. Buralarda değil..

7 Eylül 2011 Çarşamba


Benim uçurtmalarım hep gökyüzüne ulaşmadan geri düşerlerdi yere..
Sanırım bu yüzden beceremedim yine.

You are my mind.

Ben sevdim mi tam severim bayım ve tam sevemediğim zaman, yarım yarım, herkesi severim. Herkesi sevmek ne demektir bilir misiniz bayım? Canının 'herkes' tarafından yakılması demektir. Yaşım büyüdükçe kalbim küçülüyor, bu dünyanın yükü altında eziliyor bayım. Gözlerim doluyor, yaşlarımı akıtamıyorum, sanırım içime kaçıyorlar. Ve inerken kalbimi sızlatıyorlar. Breathe No More! Daha fazla nefes alamıyorum bayım, boğuluyorum. Yine kaçtım ve kaçıyorum. Hayatımı oturtamıyorum, ne istediğimi bilemiyorum bayım. Ve ne istediğini bilememek çok acı. Bugün birini size benzettim ve titredim bayım, çok titredim. Aşktan değil, nefretten. Ona nasıl baktığımı bilemiyorum. Aynaya gittiğimde kendimden korktum bayım. Gözlerimde bir silüetiniz olduğu zaman ürperiyorum. Elimde değil. Sizden nefret ediyorum bayım. Ve sevemeyen kalbimden. Yarım seven kalbimden. Bu çok acı ve siz bilemezsiniz. Benim küçük yüreğim için çok fazla bu acı. Mutlu olamıyorum bayım, bir el atıverseniz? Güldünüz değil mi? Siz el atmayın, yıktığınız bu şehri bir daha kuramazsınız. Zaten kurulan yeni şehir asla o eski şehir olamaz bayım.


04.25

5 Eylül 2011 Pazartesi

Duyurma.

Merhaba bayım, çok güzelsiniz, hoş sözleriniz minik kalbimi çok etkiliyor. Ve siz bunu biliyorsunuz değil mi? Bayım, size aşık oluyorum. Ötesini düşünemiyorum, zaten dünya yuvarlak, ayrılmamız mümkün değil. Gözlerinizde kayboluyorum bayım, kendime engel olamıyorum. Özgürlüğümü düşünemiyorum, bir ömür boyu sizin yüreğinizde mahkum kalabilirim. Çocuk kalbime söz geçiremiyorum, size baktıkça vücudumdan kaçmak istiyor, göğüs kafesimi çok zorluyor bayım. Yardım edin. Nefes alamıyorum. Ah bayım, lütfen bırakmayın ellerimi, küçüğüm, savaşlarım hiç olmadı. Kaybetmek nedir bilmem, alın sizin olsun bütün zaferlerim. Hayır bayım, benimle savaşmayın. Benimle sevişin. Gidiyor musunuz? Hiç belli etmemiştiniz bayım, benimle oynadınız. 18'imde, bir çocuktan farksızdım ve siz benim bir çocuktan farksız yüreğimle oynadınız. Ah bayım, hayvanları çok severim. Hayvanların en nankörüsünüz bayım. Kedim elimi ısırırken gözlerime bakıyor. Giderken gözlerime bakamadınız bayım. Karşıma bile geçemediniz ki. Üzülmeyin bayım, o bencil vicdanınız hiç sızlamasın, size saygım yok, geçmişime de.. En büyük hatamdınız ve beni olgunlaştırdınız. Ufak, savunmasız, yumuşak kalbim devleşti, devleşti, sızlamıyor bile bayım! Şimdilerde herkesle flört ediyorum, herkesi tanıyorum ve bana bağlandıkları an kaçıyorum. Canımı yakmalarına izin vermiyorum bayım, canlar yakıyorum! Ve içim sızlamıyor, garip değil mi? Hayatınız lanet bir çöplüktü bayım, ben sizinle o çöplüğe girmiştim. Benimle boğulmayı istemediniz, lütfen tek başınıza boğulunuz bayım. Arafta tek başınıza kalınız. Dünya vals yapıyor bayım, kötüyüm ve kendi kendime 'kuzgun içinde ne var? dünyada üzülmeye değer ne var?' diyorum her sabah. Her sabah dünyanın valsine eşlik ediyorum bayım. Bazen sığınağıma çekiliyorum, bir yudum kahveyle, sigaramla.. Ah bayım, dışarı bakıyorum ve insanları tanımaya çalışıyorum, milyonlarca gökkuşağı görüyorum. Ben gökkuşaklarını severim bayım, en çok morluğunu ama.. Siz bunu bilirsiniz. Geceler bazen beni boğuyor bayım. Kurtuluyorum elinden, geçiyor, fazla sürmüyor. Dün evime hırsız girmeye çalıştı, eğer varlığınız sürüyor olsaydı sizi arayabilirdim bayım, çok korktum. Sonra dedim ki; 
'Punk; bir hırsız bir ölüden daha korkunç olamaz.'

4 Eylül 2011 Pazar

Selam.

Noktalar çok anlamlı, nasılsınız binlerce takipçim? Bugün funk ve punk olarak aranıza katılmış bulunmaktayız, aranıza! Ama siz bunu zaten farkettiniz ve bu ilk yazımı bekliyorsunuz sabırsızlıkla değil mi? Canlarım. Bir adam var, aşık olmak üzereyim, ne şaşırtıcı! Yavşaklık potansiyeli yüksek bir kalbe sahibim, şığınağıma mı çekilmeliyim? Yalnız mıyım insanlar içinde? Arkadaşlarım, aşklarım içinde? Yara aldım bundan 2 yıl önce. Siktiğimin herifi!